06 Eylül, 2007
Son Göynük Görüntüleri
Altta görülen yemeklerin yanı sıra keşli-cevizli erişte gibi yöresel lezzetlerin bulunduğu Paşazade Restorant'ın girişi.
05 Eylül, 2007
Sünnet Gölü ve Göynük'ten..
Göynük... Biz ailece daha çok beğendik Mudurnu'dan. Tam bir tarih kenti.. Diğer görüntüler ve Paşazade Lokantası'ndan yöresel yemekler bir sonraki posta kalsın..
Abant Gölü
Hayalini kurduğu mesleklere, derslerine çok çalışıp 'ağa' olmayı da ekleyen minik kuşumuz at üzerinde hayatının en mutlu dakikalarını yaşarken.. Zaten ağa olmayı da at sahibi olunacağı için pek istiyoruz.
Mudurnu El Sanatları Merkezi'nden..
04 Eylül, 2007
Hafta Sonundan/Mudurnu Konakları
Cuma akşamı eve gittiğimde çocuklar neredeyse kazan kaldıracak gibiydiler. Bu hafta sonuna bir değişikliğin şart olduğu idraki ile alternatifler üzerine düşünmeye başladım. Son zamanlarda dostlarımızın tavsiyelerini de dikkate alarak gidilebilecek yerler hakkında bir ön çalışma yapmış oldum. Eşim gelince bizim konsey toplandı ve Mudurnu-Göynük bölgesinde tarihi bir konakta kalmaya, Abant ve Sünnet Gölü'nü ve de zaman olursa Taraklı Beldesi'ne de ziyaret etmeğe karar verdik.
Arkadaşlarımız Yarişkaşi Konağını tavsiye ettilerse de biz, nette yaptığımız araştırmalarda, Keyvanlar Konağı'nı daha çok beğendik. Üstte yer alan görüntü Keyvanlar Kanağı'na ait. 150 yıl civarında Konağın yaşı. Ahi Baba isminde bir zat tarafından yaptırılmış. Ahi Loncasının başı, sayılan bir kişi imiş. Tek çocuğu Hatice Hanım'a Hakkı Beyi iç güveysi olarak almış ve Fahri ve Müyesser isminde iki torunu olmuş. Fahri Bey ticareti iyice ilerletmiş. Nallıhan'da çok sayıda dükkanı ve o vakitler meşru olan afyon ticaretinde işleri bir hayli ilerlemiş. Av köpeği, dövüş horozu gibi merakları mevcutmuş ve en iyi hayvana sahip olmaya özen gösterirdiği belirtiliyor. Konak üç katlı ve dokuz odalı. Dışarda ek bina olan fırın ve mutfağa konaktan bir geçit mevcut. Fahri Beyin kızı Maraşlı bir sorgu hakimi ile evlenip Ankara'ya yerleşmiş. Oğlu Mehmet Keyvanoğlu halasının kızı ile 12 yıl mutsuz bir evlilik yaptıktan sonra ayrılmış. Babasının vefatından sonra, Anne-Oğul konakta yalnız yaşamışlar ve Mehmet Keyvanoğlu 48 yaşında bir kalp krizi sonucu vefat etmiş. Ankara'da yaşayan kızkardeşinin iki çocuğunun da evlatları olmayınca, son muris tarafından konak Mudurnu şehir geliştirme vakfı diyebileceğimiz bir vakfa bağışlanmış ve bu vakıf tarafından işletilmekte.
Son derece temiz, önünde bahçesinde çayınızı yudumlayıp, kahvaltınızı, yemeğinizi yiyebileceğiniz ferah bir mekan. Odaların üzerinde eskiden kime, kimlere ait olduğu yazılmış bu da benim gibi 'acaba kimler neler yaşadı' diye derin düşüncelere dalan insanları çok etkiliyor. 'Zaten benim içime şöyle gelmişti' yi pek fazla dile getirmem ama, kaldığımız Mehmet Keyvanoğlu'nun odasının tavanlarına bakarken bu tavanlar çok hüzne şahit olmuş gibi geliyor bana, dedim eşime. Sabah 12 yıllık mutsuz bir evlilik yaşadığını okuyunca, içime mi doğdu acaba dedim, bilemiyorum tabii...
Bildiğim birşey varsa; koca konaktan geriye bir kimse kalmamış. Ve Koca Yunus'un tabiri ile:
'Mal da yalan, mülk de yalan
Var biraz da sen oyalan' dan ibaret dünya....