Bugün gün boyu eğitim toplantımız vardı ve yazılarımı yazamadım. Lakin çok güzel, çok ahenkli bir eğitim olduğu için tüm yoğunluğuna rağmen tatlı bir yorgunluk kaldı üzerimizde. Konumuz eski tabirle adab-ı muaşeret, şimdiki deyimle de nezaket ve protokol kuralları üzerine idi. Ağırlıklı olarak kamu protokolü olmasına rağmen, adab-ı muaşeret kuralları da azımsanmayacak ölçüde ve hocamızın akıcı, neşeli anlatımıyla çok güzel işlendi. İlgimi çeken, bir iki cümleyi sizlerle paylaşarak, köy yazılarına geçmek istiyorum."Usul esasının mukaddimesidir" Mecelle'nin önsözünde geçen bir cümle. Gerçekten de neyi söylediğimiz kadar, nasıl söylediğimiz, lisan ve lisanı hal ile (davranış ve sözlerimizin söyleniş şekli) çok önemli. Derste anlatılmadı ama hepimiz biliriz; "söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı." der atalarımız bir cümlede konuyu özetleyerek. Ben de bu mevzuuda eskiden beri bildiğimiz hocamızında geçen eğitimde bahsettiği "sakal yolduran" usulsüzlüğü sonraki bir yazıma bırakarak, zihnimde altını çizdiğim diğer iki cümleyi yazıp konumuza geçiyorum.
"Samimiyet ile laubalilik arasında ince bir çizgi vardır" ve " Ciddiyet ile soğukluk arasında ince bir çizgi vardır." Önemli olan da uçlara kaymadan bu ahengi, bu güzelliği bulabilmek. Düşüncelerime tercüman olan diğer bir hususta "yakın arkadaşlarımız-bana göre yakın tüm insanlarımız -da en az yabancılar kadar saygılı ve kibar davranışı hakederler.
Köye gelecek olursak kayınvalidem yazları köydeki evinde geçiriyor. Şehire göre oldukça serin olmasına rağmen serin bir ortamda yatmak isteyen zevatın bir kısmı, yukarda görülen haymanın altında, geceliyor.
Evin çardağından görüntülediğim manzara.
Çardaktan görüntülediğim üzüm asması. Maraşın köylerinde evlerin mimarisi çok değişik gelmişti bana. Ön kısımda normal bir kanatlı kapıdan giriliyor. Sağda solda odalar mutfak v.s. ve ortada kocaman bir hol, eski tabirle sofa. Sofa devam ediyor kanatlının karşı kısmında duvar yok sofa uzuyor tavan bitiyor, yerini üzüm asmasına ve arkaya doğru uzayan kocaman, terasımsı bir alan alıyor. Tepenizde üzüm asmaları arz-ı endam ediyor. Kapı girişinden tek katlı görünürken üzüm asmasının altında arazinin engebesinden dolayı eskiden ahır olarak kullanılan zemin katı farkediyorsunuz. Arkaya doğru meyve-sebze bahçeleri ve daha altında da hızlı hızlı akan bir çay uzanıyor. Alabalık tesisleri kurulmuş üzerine. Lakin hava çok bunaltıcı, hemen yanıbaşındaki baraj ve çayın etkisiyle nemli, boğucu bir sıcak. En azından asma altında yatanlar, şehirde damda yatanlardan oldukça şanslılar. Düşüp, ayağını bacağını kırdığını duyduğumuz ahbab-ı iyal sayısı hiç de az değil. O bunaltıcı sıcakları görünce, aman neredesin,ikindi de esmeye başlayan, gece olunca yorgana sardıran memleketimin yayla havaları, nerdesin dedim!... 
12 yorum:
Kayserilimiyim diye sormussun,evet canim Kayseriliyim,cedeneden bahsediyorsun bizde yapariz kavurga yoksa sendemi Kayserilisin arkadasim?nevsehire kadar gelmisin insan bizede gelir dimi yani,kayseri oraya cok yakin,resimleri görünce tatili hatirladim ayni yollardan bizde gectik,aksaray konya antalyaya dogru gittik,sende bayagi gezmissin,benimde esim degisik yerler gezmeyi sever gecen sene tatilde türkiyede onbin kilometre yaptik karadeniz akdeniz ege canakkaleye kadar,sahil yollarinda geze geze gittik,cennet vatanimizin her yeri baska güzel,bir sene gelmesek özlüyoruz denizini dagini tasini.
görüsürüz öpüyorum.baharcicegi
Ne kadar güzel Özge, yok biz mümkün değil o kadar dolaşamadık hiç. İlk kez bu yaz, kalkıştan varışa transit değil de gezerek gitmeyi planlamıştık, kısmet te oldu. Yoksa her yıl bir-iki yer olabiliyordu.
Ben Kayserili değilim ama, Sivaslıyım. Yine de hemşeriyiz Özge'cim. Keşke bilseydik te gelip beş tepeleri görebilseydik. Ama niyete kondu, bakalım kısmet. Sevgiyle, ben de öpüyorum.
ben oraların bu kadar yeişil olduğunu bilmezdim ne güzel yerler
bizede bi tur attırdığın için çok teşekkür ederiz...
Maraş yeşil. Özellikle de belli bölgeleri çok daha yeşil. Ben teşekkür ederim ziyaretin için.
Semanurcum nasilsin canim özledik hani coktan görüsemedik. Üzümler cok güzel görünüyor. Bizde de rekolte cok yüksekti bu sene. Üzümleri ne yapacagimi sasirmistim. Neyse ki halloldu. Büyük bir bölümü pekmez bir miktarda üzüm jölesi yaptim. Yakin olsanizda paylassak degil mi?
sevgilerimle Sonia...
Bugün olan toplantınızda bizimle paylaştıkların çok doğru ve benim ilgi alanım bir konu. Severim ben böyle yazıları, konuları. Paylaşımlarını bekliyorum.
Ben annemin yanından gelirken üzümler bazı bağlarda olmuştu. Tadıp geldim. Ama hala unutamadım o dalından koparılıp getirilen üzümlerin tatlarını.
Sevgiler,
Gonul boyle, ne yoksa onu arzuluyor galiba Semanur abla. Cok guzel yerler gezmissiniz, hos bir tatil. Bize de nasip olur insallah boyle dura dura turkiyeyi gezmek.
Semanurcuğum; Maraşa geçerken Adana'da durmadınızmı? Size bir ter attıraydık buralarda:) Sen Maraşın hem de yayla köyüne sıcak diyorsan vay başımıza gelenler. Ben de çok severim böyle geze geze tatil yapmayı. Harika bir tatil olmuş, devamı gelir inşallah.Sevgiler canım.
Sevgili Semanur,
Paylaştığın resimler, ve düşünceler harika. Yeşile vuruldum. Cennet vatanım:)) Sadece sözcükler değil kullandığımız vücut dili de çok önemli. Kibar ve uygun sözler öyle tavırla kullanılır ki... Amerika da, özellikle iş adamları vücut dilini kullanma öğretilerine katılıyormuş.
Sevgiyle kal, işlerinde kolaylıklar diliyorum
Saniy Abla ben özledim sizi sağolun. Bu üzüm jölesini çok merak ettim şimdi, bilgi verebilirmisiniz?
Teşekkürler Berrin, teşvikin beni çok mutlu etti.
Serracım çok haklısın tatlım, insanoğlu böyleyiz işte.
Nazlıcığım, havası sıcak, insanı sıcak memleketin en tatlı kızı, Adana'dan yazın geçmeye henüz cesaret gösteremedim! Güzel sözlerin için ayrıca teşekkürler.
Çok haklısınız Şennur. Lisan ince olmuş, tavırlar, eda ....Coşkunvari olmuş bunun kıymeti harbiyesi yok tabii. Vatanımızsa gerçekten bir cennet! Teşekkürler.
Semanur abla,
Tum alienizin mübarek Ramazan ayınızı tebrik eder hayırlara vesile olmasını dilerim. Bu hayırlı ayda dualarınız kabul olsun.
Sevgili Semanur
Sana ve ailene hayırlı ramazanlar dilerim.
Yorum Gönder