23 Mart, 2007
Bugün Yazamadım Yine...
22 Mart, 2007
Savaş ve Oyunlarımız-2
Hava akşama kavuşurken, ben 1974'lere uzanıyorum. Okula yeni başladım ve 'akşamcıyım'. Evet ben doğru yazdım, siz de doğru okudunuz; sabahçı, öğlenci ve akşamcı olarak gruplandırılmıştı ve okula başladığımda hep sabahçı olmak isteyen ben, akşamcıyım! İkindi vakti gidip, hava kararınca geliyorum. Beni karşılamaya vaktinde gelemedilerse, korka korka ilerliyorum.İlkokul birinci sınıfı akşamcı grubuna uygun gören idareyi hala taaccüp ve hürmetle yadediyorum! Okumayı ilk sökenlerdenim ve elime ne geçiyorsa okumaya çalışıyorum. Şimdilerde olduğu gibi, okumaya geçtik diye yüz tane hikaye alınmıyor tabii ve ben hikayelerden, eve alınan gazetelere, oradan da annem sandığı, dolabı açtığında, babamın önemli günlerde alıp, muhafaza ettiği gazetelere geçiyorum. Menderes ve arkadaşlarının idamını okuyorum şaşırarak. Daha sonra, İnönü'nün ölüm haberleri, cenaze töreninin yer aldığı bir çok gazete okuyorum. Bu okuma çalışmaları sonunda dönemin olayları belleğimde yer ederken, babamın dosyaladığı gazeteler ciddi bir biçimde zarar görebiliyor tabii... Ablası gibi erkenden okula gitme iştiyakı içersinde, ama enerjisi ve kıskançlığı ablasından oldukça katmerli olan al yanaklı, sarı bukleli afet bir kardeşe sahibim ve kendilerinin okuyamaması ve hele de 23 Nisan Bayramına iştirak edememesi derinden etkileyip, bize yırtılıp-çizilen defter, kitaplar olarak dönebiliyor ve dahi babamın arşive kaldırdığı gazetler de nasibini alıyor!...
Günlük gazetelerde en çok Kıbrıs Harbi ile ilgili haberler çekiyor ilgimi. Zaten radyoda, büyüklerin dilinde de aynı havadisleri duyuyorum. Yeni doğan çocuklarına savaş ismi veriliyor, harbin ve de askerlerimizin durumu merak ediliyor ve daha önce askerliğini yapmış olanlar tekrar askere sevkediliyor. (yarın devam etmek üzere, şimdilik hoşçakalın efendim.)
18 Mart, 2007
Çanakkale Zaferi
Çanakkale Şehitlerine
Mehmet Akif Ersoy
14 Mart, 2007
Bir Diziden Kıbrıs'a, Savaş Zamanı Oyunlarımız
Öncelikle sayfamı güncellemem bu denli geciktiği için ziyaretçilerimden özür dileyerek başlamak istiyorum. İş çok yoğun, evde de daha ziyade dinlenme ihtiyacı hissediyorum, sanırım tam düzelemedim.
Hasta yattığım dönemlerde biraz ayaklanır gibi olunca, madem vakit var, fazla efor isteyen bir iş değil, içli köfte yapayım düşüncesi, benimle anılır bir espiri konusu olsa da ben yine kaloriferin yanındaki mutad yerimi alıp, çocukların ikisinin de yemediği içli köfteleri yaptım, gelene-gidene ikram ederiz Annem mantığı ile.
İkinci hastalık adeti de malum evde olunca, çocuklarla daha fazla sohbet etmeye çalışmak. Bu sefer ikisinde de daha az güç bulmuş olsamda gerçekleştirdik.
Benim pek dizilerle alakam olmamıştır ama, bu dönem bizde izlenen dizilerden iki diziden biri 'Hatırla Sevgili' Kızımla, yeğenim daha bir ilgililer, dizi sonunda da malumatlarımıza başvuruyorlar. Ben branş ve ilgi alanım gereği anlatınca, çocuklar henüz; annelerini her şeyi bilen ve çok büyük zanneden yaşta oldukları için o vakitler kaç yaşımda olduğumu ve olaylardan ne hissettiğim sorusu geliverdi.
Ben doğmadan çok önce olduğunu ama, bir başbakanı asmanın etkilerinin hala devam ettiğinden olsa gerek konuşmalarda geçen hüznü hatırlıyorum. Bir de sonra ki yıllarda, babası bir dönem ablamın okulunda müdürlük yapmış Deniz Gezmiş'in idamını ve ailesine duyacağı üzüntü üzerine yapılan konuşmaları hatırlarım. Benim asıl ilk yakın geçmişe dair anılarım Kıbrıs Harbine ait. Okumayı yeni öğrenmişim, gazetelerde okuyorum, radyodan dinliyorum, dayımın oğlu tekrar askere, daha doğrusu savaş görev emri ile Kıbrıs'a gidiyor, oyunlarımızda bile Makarios var, tüm bunların etkisi ile belki yıllar sonra uluslararası ilişkiler okurken, tez konusu olarak Kıbrıs'ı seçiyorum. Şimdi çıkmak zorundayım,daha sonra,devam etmek üzere, hoşçakalın efendim.
06 Mart, 2007
Merhaba
Rahatsızlığım sırasında beni yalnız bırakmayan tüm dostlarıma teşekkürlerimi iletmek isterim. Net'ten dostlarım, sıcacık mesajları ile sevgi ve ilgilerini hissettiğim; Hesna, Serra, Hatice (Dantelci), Serpil, Sevgi, Öznur, Gül, Manolya, Nazlı, Şennur, Şükran, Tuhfe, Sonia, Beyhan ve Nalan'a çok teşekkür ediyorum.
Black rumuzlu arkadaşımın sorduğu bir husus vardı, daha önce yayımlanmış bir eserim yok, emek ve o emeği vermek için de zaman gerekiyor ve ben biraz fazla koşanlardanım. Yazılarım devam edecek inşallah, kameram nihayet servisten geldi, güzel paylaşımlar dileği ile şimdilik hoşçakalın efendim.