Benim için özlem kelimesi Fikriye Annem'den ayrılıkla özdeş... Fikriye Annem... Aramızda bir kan bağı olmayan, ama sevgisiyle, herkesin ötesinde kalbimde yer eden.. Kimseleri incitmeyen, herkesi kuşatan ışığı ile, narin,zarif, ince ruhlu bir insan.. Etrafında bulunanların en çok sevdiği ve sevildiğini derinden hissettiği ... Bir çocuk safiyetini taşıyan, utangaç ama hayatın ve insanın manasına dair bilge bir insan. Kendini insanlığa adayıp, yıllarını dolu dolu geçirip, son yıllarını ayrı bir şehirde yaşayıp, gelmesi için günleri sayıp, yol gözlerken kaybettiğim insan...
Bir sonbahar da uğrularken, gözyaşları içinde bakıyorken veda anında, "hani o bırakıp giderken seni/ o öksüz tavrını takmayacaktın..." dizelerinin O'nun için yazıldığını düşündüğüm, içim yanarak ayrılıp, bahara kadar gelmesini beklediğim Anneciğim!... Baharda, bir bayram sabahında tabutunu önümüzde bulduğumuz güzide insan... Özlemine dayanamazken, ebedi ayrılığı ile karanlıklar içinde kaldığımı hissettiğim, hiç bir zaman unutmadığım, unutamayacağım Fikriye Annem. O'nu gibi güzel yaşayıp, iyi atlara binip gitmeyi düşlediğim Anneciğim.
Hasret şiiri çok olunca, içlerinden seçmek te zor oluyor. Ahmed Arif ve Abdurrahman Karakoç'tan bir şiiri paylaşmak istiyorum.
Yarından sonra bir hafta kadar buralarda olamayacağım. Hoşçakalın efendim.
MİHRİBAN
Sarı saçlarına deli gönlümü
Bağlamıştın,çözülmüyor mihriban
Ayrılıktan zor belleme ölümü
Görmeyince sezilmiyor mihriban
Yar,deyince kalem elden düşüyor
Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor
Lambada titreyen alev üşüyor
Aşk kağıda yazılmıyor mihriban
Önce naz sonra söz ve sonra hile
Sevilen seveni düşürür dile
Seneler asırlar değişse bile
Eski töre bozulmuyor mihriban
Tabiplerde ilaç yoktur yarama
Aşk değince ötesini arama
Her nesnenin bir bitimi var ama
Aşka hudut cizilmiyor mihriban
Boşa bağlanmış bülbül gülüne
Kar koysan köz olur aşkın külüne
Şaştım karabahtım tahammülüne
Taşa çalsam ezilmiyor mihriban
Tarife sığmıyor aşkın anlamı
Ancak çeken bilir bu derdi gamı
Bir kördüğüm baştan sona tamamı
Çözemedim çözülmüyor mihriban
Abdurrahim Karakoç
HASRETİNDEN PRANGALAR ESKİTTİM
Seni anlatabilmek seni.
İyi çocuklara, kahramanlara.
Seni anlatabilmek seni,
Namussuza, halden bilmeze,
Kahpe yalana.
Ard- arda kaç zemheri,
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu
Dışarda gürül- gürül akan bir dünya...
Bir ben uyumadım,Kaç leylim bahar,
Hasretinden prangalar eskittim.
Saçlarına kan gülleri takayım,
Bir o yanaBir bu yana...
Seni bağırabilsem seni,
Dipsiz kuyulara.
Akan yıldıza.
Bir kibrit çöpüne varana.
Okyanusun en ıssız dalgasına
Düşmüş bir kibrit çöpüne.
Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
Yitirmiş öpücükleri,
Payı yok, apansız inen akşamdan,
Bir cigara, dalıp gidene,
Seni anlatabilsem seni...
Yokluğun,
Cehennemin öbür adıdır
Üşüyorum, kapama gözlerini
Ahmet Arif
Not: Etkinliğin ev sahibi, www.kuzeydenizi.blogcu.com
5 yorum:
:(((
Özlem, hasret, ayrılık bunlar zor şeyler karşılanıp yaşamak zorunda kalanlar için aşılması çok zor engeller. Şahsım bu engelleri aşayım derken yoruldum ve yarı yolda kalmış gibi hissediyorum. Güzide insan Fikriye annemi görememe talihsizliğini yaşıyorum. Ancak sizin anlatımınızla görmüş gibiyim. Bende güzel insanı çok seviyorum. ve kendilerine ALLAH'tan rahmet diliyorum. Temennine bende amin diyorum Fikriye annem gibi güzel yaşayıp iyi atlara binip gitmeyi. Canım kardeşim gittiğin yerde her şey gönlünüzce olsun görüşmek üzere...Ayfer
Semanur'cuğum merhaba,
Bu gün,bir anda aklıma geldi kızının OKS ye hazırlandığı.Başarılar dilemeyi unuttum telaşımdan.İnşallah iyi geçmiştir.öpüyorum seni ve çocuklarını,hoşça kalın.
BEYHAN
Kime dokunsam sensin
Kimi çağırsa dudaklarım...
Başımın tacı, canım efendim.
Görünmez çığlıklarımı gören
Eğilmez başımı öpensin.
Sen bir deniz derinliğisin
Uslanmak bilmez kederler ülkesi...
Coşup yağan fırtına sessizliğim
Kül kedisi yorgunluğunda kalbim
Masalcı ninesini arıyor
A.H.Tanpınar'dan
Ölüm Allah'ın emri lakin şu ayrlıklar olmasa:((
Güzel bir hafta sonu diliyorum.
Sevgilerimle.
Yorum Gönder