28 Aralık, 2005

Bu gün bu kış manzarasını eklemek istedim sayfama.Karlı buzlu kışlara, yılsonlarına ve yılbaşlarına alışmışım ben. Hatırladığım ilk kurban bayramının bol karlı olmasından olsa gerek, kurban bayramı deyince diz boyu karları, bir günlük kardeşimi ve babam geliyor mu acabasıyla, bahçe kapısından sokağa uzanan ümid dolu bakışlar atan minicik bir kız çocuğuna, mazime uzanır hayalim. Acaba yine baksam bu bayram, yine uzanıverse bakışlarım kapıdan sokağa, görebilirmiyim uzaktan olsun siluetini...
Bir şairimiz şiirinde;
"Ölüm ölene bayram, bayramda sevinmek var,
Oh ne güzel bayramda tahta ata binmek var." der. Geçirdiğimiz yıldan ve yaştan hangi iyiyi yaptım, kötülerim hangisi, yeni yılda neleri daha çok yapmalı, neleri de hiç yapmamalıyım süzgecinden geçebilmeyi, ailemizde, çevremizde ve de halka halka dünyamızda sevgiyi, umudu, güzelliği yayıp, iyi insan olup, iyi atlara binip, bayram muştusuna ulaşmayı nasip etsin bizlere Yaradan. Hepinize sevgilerimle, hoşçakalın.

26 Aralık, 2005

ELMALI PASTA


Elmalı pasta daha önce yapıp kaydettiğim bir pasta. Kameram henüz dönmedi ve bugün hiç te iç açıcı olmayan bir haber aldım. Bu kodak marka bir ürün ve daha dört ay bile kullanmadım. Sürekli de çantamda, düşürmedim.. Arızalandıktan sonra üzerinde çin malı olduğu ibaresini gördüm aldığım yerle görüştüm, bunun sorun olmadığını sadece aynı standartlarla Çin de üretildiğini belirtip, garantili olduğu için servise gönderdiler. Servis düşürüldüğünü ileri sürmekte ve lensin bozulduğunu, tamiri yeni bir makinayla hemen hemen aynı olduğunu bahisle yeni bir ürün almamı önerdi! Doğal olarak canım sıkıldı o kadar para öde ve sadece dört ay kullan. Hani derler ya felek mustafaya yar olmadı yine!......

Gelgelelim sadede ve pastamıza; çok kolay bir pasta bu arkadaşlar. Öncelikle elmaları tarçın, karanfil, şeker ve bir fiske kırmızı gıda boyası ile pişiriyorsunuz ve eviniz mis gibi kokuyor bu arada dostlarım. Hazır pastatabanla yapmıştık Kızımla, pasta tabanı meyveli soda ile ısladık. Arasına mısır nişastası,süt, şeker ve 1 yumurtadan oluşan muhallebi ve ezilmiş badem sürdük.Üzerine kremşanti ve elmalarımızı ekleyerek dolapta biraz bekletip servis yaptık. Yukardaki çiçek bizim sanatkar ruhlu çiçekçimize ait. Bu çiçeği kameradan dolayı canımız sağolsun diyerek kendime ve siz aziz dostlarıma gönderiyorum. Sevgilerimle, hoşçakalın.

23 Aralık, 2005


Oğluşumun sağlığı ile yakından ilgilenen tüm teyzelerine çok çok teşekkürler. Dün hastaneye gittik, son iki haftada 6.kg vermiş. Aşağıdaki pembe tombiş yanaklar yok şimdi. Renkte sararınca iyice, kan tahlilleri yapıldı. Tahliller normal. Son geçirdiği gribe bağlı da olabilirmiş, psikolojik te olabilirmiş iştahsızlık. Dün gece 22 sularında bitti tahlil sonucu v.s. derken. Hastaneye yatırılacağım korkusu ile ucundan kıyısından yer gibi oldu. Bir de akciğer grafisi bakılacak. Bu gün ilaçlarını da aldık, hayırlısı bakalım teyze/ablalarımız....

22 Aralık, 2005

ÇOCUKLAR İÇİN


Çocuklar için hediye alternatifi ve değişik bir hediye çantası olabilir diye düşündüm. Malumu aliniz kameram henüz serviste netten gördüğüm ve beğenerek kaydettiğim güzellikleri paylaşmak istedim sizlerle..

Yorgun ve de yoğun ama güzel geçen bir gecenin ardından geç saatlere kadar uyuyamayınca ve de birazdan Paşamızı hastaneye götüreceğimiz için çıkmak zorunca da olunca çok acele yazan uykusuz ben sürçü lisan ederse affola.

Güzel ve uykusuzu da açıklayarak siz sevgili dostlarımı merak ta bırakmayayım. Efendim ben misafiri çok severim, hele de haberim olmamasına rağmen hazırlıklı bir günümdeysem değmeyin bana. Bu akşam bir telefon size geliyoruz diye... Ben peynirli-ıspanaklı gül böreğimin yanında tomurcuk çayına bir-iki de kakule atarak demlediğim çayımın ikinci bardağını yudumlarken... Neyse dedim ya vakit az tezelden yazayım misafirlerimi ağırladım onlar ikramları ve çayı beğenip tazeledikçe ben de sanki daha önce hiç içmemiş gibi eşlik ettim. Ne yapayım hani demişler ya; Essohbeti bila çay, Kelleyletü bila ay! Tercüme de edeyim hemen!
Bu Osmanlı zamanında söylenmiş yarı Türkçe bir tabir. Çaysız sohbet, Aysız geceye benzer! Ben de zaten işyerinde gelen misafirlere eşlik edeceğim diye tiryaki oldum ya.. Daha sonra gelsin uykusuz geceler... Söz ( Annemi karşımda hissettim) bir dahasına bitki çayına ağırlık vereceğim. Hepinize sevgilerle, ben hastane yollarına düşeyim. Hoşçakalın....

20 Aralık, 2005

GELİNCİK VE PAPATYA

Gelincik ve Papatya pano Anneciğimin oda duvarını süslüyor. Elde işlenmiş bir pano. Çin iğnesi, sarma ve tohum işi Annemin tabiri ile. Bana çocukluğumun becerikli hanımlarının mesut yuvalarını hatırlatır her baktığımda.

Bu arada dün nihayet Üsküdar'a gidebildim ve kameramı teknik servise bıraktım, yapılmasını heyecanla bekliyorum. Üsküdar'a kadar gitmişken Ali'yi Çamlıca'ya çıkardık. Oğluşum küçüklüğünden beri Çamlıca ve Florya'dan çok hazzeder. Çamlıca da büyüyünce uzun sarı saçlı gelinimizin elinden tutup gezecek. Bir üç- dört sene evvel elalemin gelinlerini çekiştirip damadın ben olayım mı o kötü diyerek damatları kızdırırdık! Florya da da malum komutan olunca bineceğimiz uçakları izleyip hayal kurmak...

Çamlıca da her yer, ağaçların üzeri lapa lapa karla kaplıydı... Bir süre oğlumuzla kar topu oynadık. Karlar hafif sertleştiği için Ali Bey kardan adam yapmaya muvaffak olamadı.. Epey oynadı iştahı açılmıştır diyerek restorana geçtik, acıktım deyince mutlu olduk. Küçükken önce "eşiiiiim", biraz büyüyünce "feşiiiiim" diye çağırdığı en son artık düzeltip "şefiiim bakarmısın" diyerek siparişini verdi, biz de verdik. Gel gelelim hiç birini yemeyince biraz uğraştık en sonunda pes ederek onu karla oynamaya gönderip, biz de bir çay içerek ayrıldık. O güzel manzarayı görüntülemeyince ilerde bir karlı güne erteleyip, en azından anlatmaya karar verdim. Hepinize güzel bir gün dileklerimle, hoşçakalın.

16 Aralık, 2005

ŞİRİN ŞEYLER

Yine geldik bir haftanın sonuna. Yarın beni yoğun bir gün bekliyor. Esasında bu hafta hep yoğun geçti. Dün akşam bir iş toplantısı vardı ve bitiş saati en azından benim için geç saatlerdi.
Hafta içi yine iş gereği Cemil Reşit Rey'de bir tanıtım toplantısına katılmıştım. Toplantı akabinde sahne alan Altın Kızlar çok dinlendirici ve hoş oldu bizim için. Benim ilk defa izleme ve de dinleme imkanım oldu ama çok beğendiğimi ifade edeyim. Bilmeyenler olursa; Altın Kızlar hem enstrüman çalıp, hem sanat müziği içra eden bir grup. Benim kameram müsait olmadığı için görüntü alamadım ama daha sonra arkadaşlardan alacağım bir kareyi ekleyebilirim. Sanat müziği sevenlere tavsiye olunur.
Bu şirinlikleri de başta Şirinyaramaz Candan olmak üzere, ilgi duyan herkese ithaf ediyorum. Bana iç açıcı ve hoş geldiler. Bu arada Ali Paşamızın iştahında çok hafif de olsa bir gelişme mevcut. Alakanızdan dolayı çok teşekkürler Teyzeleri/ Ablaları. Ellerinizden öper diyeceğim ama hiç öyle bir alışkanlığı mevcut değil ne yazık ki ! Kendi yerine kuzeni ve emireri Ayşe'ye öptürür sadece. Ayşe çok hürmetli bir kız, herkesin elini öper boyu ellerine yetişmese de ayaklarını kaldırır. Ali Bey çok gerekirse (!) mübarek başını uzatıp saçlarından öptürür o kadar. Sadece şarışın abla veya teyzelere yanaklarından o da nadiren. Sarışın niye derseniz bende bilmiyorum iki yaşındayken elinden tutup dışarı çıkardığımızda sarı saçlı birini görürse yanına gitmek için alabildiğine çekerdi bizi. Beş yaşında anaokuluna başladığında kendi öğretmenini esmer, ablasınınki ni sarışın görünce epey ağlamıştı herşeyin iyisi Mümüreye kötüsü bana.(Ablamızı hala kıskanırız) Sarı saçlı, rengili gözlü öğretmen ona, kahverengi saçlı, kahverengi yüzlü öğretmen bana diyerek. Neyse çok uzadı yine herkese iyi bir hafta sonu dilerim.

13 Aralık, 2005

TOP GÜLLER

Top güller benim sohbet örtüm. Bir araya toplanmış güllerinden dolayı bu isim geçti aklımdan. Yakın zamana kadar tüm dantelleri kaldırıp kullanılması daha kolay örtüleri tercih etmiştim. Ama dantel bir klasik ve insan bir süre sonra da olsa danteli tekrar görmek istiyor evinde.
Son zamanlardaki ahvalimizi de kısaca arz edecek olursam; bir önceki yazıda da bahsettiğim veçhile Ali'yi sanal alemden kurtarma operasyonumuz titizlikle sürdürülüyor. Bu arada Oğluşumun iştahı tamamen kapandı. Aşağı yukarı on gün içinde inanılmaz zayıfladı. Bizim uçlarda gezen paşamız neredeyse hiç bir şey yemiyor. En sevdiği şeyleri bile reddediyor. Geçmişte iştahsızlık neticesi hastaneye kaldırılma ve 13 günlük damardan beslenme hikayemiz de olunca tedirginlik artıyor.
Herkese güzel bir gün dileği ile...

Yine Melekten Peçetelik

Peçetelik Melek'ten. Bugünlerde Ali Beyimiz sanal alemde kalacak diye bilgisayarı açmıyoruz.(Kablosunu sakladık) İşyerin de de iş güç. Bunları da tam çıkarken yazabiliyorum.Sabah 06 sularında açarken kendilerine suç üstü yakalandım! Çok kötü oldu apar topar kapatırken duruma el koydu.Çok kısa oldu ama eve gitmek için çıkmak zorundayım.Hepinize sevgiler.

09 Aralık, 2005

Ben de on küçük mutluluklarını yazmaları için Sevgili Şennur'u, Sevgili Hülya'yı ve Münevver Ablamızı sobeliyorum!....

0N KÜÇÜK MUTLULUK

On küçük mutluluk ta Sevgili Serpil tarafından sobelendim. Nette gezerken belki birgün yapabilirim diye kaydettiğim uzakdoğulu bir hanımefendiye ait yukardaki eser bana on küçük mutluluğun resmi gibi geldi. Küçük mutluluklarda küçük ışıklar belki ama bir araya gelince gönül dünyamızı aydınlatıyor.
1-Bizleri iyilik ve doğruluk esası üzerine yetiştirmek için insanüstü bir gayret sarfeden, kendileri de bu konuda bize model olan bir annem-babam olduğunu hatırladığım her an içimde bir genişlik ve huzur hissetmem.
2-Çevremdeki insanlara ufak ta olsa bir konuda yardımcı olabildiysem veya bir ikramda bulunabildiysem mutlu olurum.
3-Bir kitabevinde dolaşmak, kitapları incelemek ve tabii almak.
4-Tatlı ile pek arası olmayan biriyim. Hatta çayıma, kahveme şeker atmam. Ama İşyerinde çekmecemde veya çantamda kahveli,limonlu şeker varsa çocukluğumdan beri arada sırada yemekten ve pek mutlu olurum.
5-Annemin sesini duyabilmek, hele de sağlıklı ve mutlu olduğunu hissedersem çok mutlu olurum.
6-Çocuklar sağlıklı ise, onlar için güzel bir şeyler yaptıysam, okul v.s.nin iyi gittiğini hissediyorsam.
7- Eşim eve erken gelebildiyse. (Bu tarihi olay pek yaşanamaz ama. Geç saatlere kadar ha bire koşturan işkolik bir eş.)
8- Kardeşlerimin sağlıklı ve mutlu olduğunu düşünmek.
9- Gittikçe materyalistleştiği hep ifade edilen dünyamızda kalbi işlerin de gerçekleştiğini duymak.Mesela; ülkemizde yok sanırım ama, ölümcül hastalığa yakalanmış çocukların son arzusunu yerine getirmek üzere kurulmuş bir derneğin varlığı. Ya da ülkemizde de varolan hastane tedavisindeki kanserli çocuklara bir nevi gönüllü annelik yapan grupların varlığını ve faaliyetlerini duymak.
10-Beni her türlü maddi şartlardan uzakta, gerçekten seven dostlarımın olduğundan emin olmak.Bir bloğumun olması ve burada da güzel dostluklar yaşamak beni çok çok mutlu ediyor. Yine blogumdan bana ulaşabilen bir on yıldır görüşemediğim arkadaşım Hatice ile bu vesile ile görüşebilmek. Sevgili Serpil'e teşekkürler, herkese sevgiler.

06 Aralık, 2005

ÖZEL GÜNLER YAKLAŞIRKEN


Ben bu hafta evdeyim. Tüm sırada bekleyen görüntülerimi işyerindeki bilgisayarıma aktarmıştım. Hazır gün ışığı saatlerinde evdeyken güzel fotoğraflar çekerim diye düşünüyordum ama ne oldu bilmem, kameramda bir problem var.Yarın çarşıya çıkıp bir göstereceğim. Vermeyince mabud, neylesin sultan mahmud diye boşuna söylememişler elbet atalarımız...
Hafta sonu boğaziçinde okuyan yeğenim bir süpriz yapıp tek başına bizlere gelebildi. O ilk defa milli olurken, biz de çok mutlu olduk. Derslerden fırsat bulup çıkamamıştı yurttan. Çıkacağı zaman eniştesi alıyordu kızımızı. Ispanaklı böreği çok özlemişti yavrucuğum. Alel acele yaptık. Pazar günü bir arkadaşımızın yakını olan ve çok uzak bir ilimizden gelip onkolojide yatan bir hastayı ziyarete gittik. İşini sanat gibi yapan çiçekçimiz güzel bir buket hazırladı. Adamcağız çok mutlu oldu. Hastalığı son safhada. Hastane ziyareti bizlerin haline şükretmesi, karşı tarafı da mutlu etmesi açısından çok mühim. Böyle güzelliklere yol açtığından olsa gerek Peygamber Efendimiz; hasta ziyaretinde bulunanlara gün boyu meleklerin Allahım bu kulunu affet diye dua ettiklerini beyan ediyor.
Dün portakal ağacından gelin kurabiyeyi yaptım. Tavsiye ederim. Pişmeye yakın çalan telefon sayesinde benimki beyaz olmadı. Allı gelin oldu! Ama tadı güzel. Zaten Türklerde eskiden gelinler kırmızı giyermiş!
Bu kartpostallar çok hoşuma gitti.Malum hediye günleri yaklaşıyor. El yapımı kartpostallar hazırlasam diyorum. Bu sms ve mailler çok sanallaştırmasın dostluklarımızı diye ama bakalım inşallah kısmet olur.Güzel bir gün geçirmeniz dileği ile.

02 Aralık, 2005

CEVRİ FELEK SEHPA ÖRTÜSÜ

Feleğin her cevrine tahammül gerek, madem ki çile de sefa da müşterek gibi bir söz hatırlıyorum.Ama içimden bir ses bu söz biraz farklıydı yanlış hatırlıyorsun diyor. Lakin; en azından mana itibariyle bu şekildeydi diyorum. Bu sehpa örtüsü iğne oyası malunuz. Görev yaptığım işyerine mali durumu iyi olmayan bir kadıncağız yapıp getirmiş, arkadaşlarım bir takım da benim adıma almıştı, bir kaç sene evvel. Yapan kişinin durumundan mı, modelin şeklinden mi bilinmez içimden bu ismi vermek geldi. Hepinize iyi bir hafta sonu diliyorum.

01 Aralık, 2005

Yıldız Çiçeği Sandık Örtüsü

Yıldız çiçeği sandık örtüsü Melek'in. Bana çocukluğumdaki evimizin bahçesindeki yıldız çiçeklerini hatırlattığı için bu ismi vermek istedim. Rahmetli Babacığımın yetiştirdiği sarı, bordo, beyaz yıldız çiçekleri... Ablamın mahallenin çocuklarına bila bedel dağıttığı, benim yüksek ticaret ruhuyla(!) mütevazi oyuncaklar karşılığında verdiğim, Ablamın Babama haber vermesi neticesi ortaya çıkan ve sahiplerine dağıtılan oyuncak stoğum... Başka çiçekler de vardı bahçede o yaz ama en bol olanı yıldız çiçeğiydi. Şimdi ki çocuklar bir apartman dairesi içinde insiyatif (!) de geliştiremiyorlar. Oysa biz koskocaman bahçe, avlu kısmı, Annemin işbilir bir komşumuza, bilmem hangi köyden getirterek yaptırdığı tandır evinin teras gibi kullanılan kısmı, çatı, bunlara ilaveten pek sokağa çıkmamızı uygun görmeyen Anneciğimin verdiği özel izin saatlerinde arkadaşlarımızla oynadığımız boş arsa. Mahallede bulunan nadir tandır evinin bizde olması hasebiyle komşu hanımlar maheretli hamurişleri yaparken, yanları sıra gelen mahalle arkadaşlarımızla ne insiyatifler geliştirirdik. Bahçeden toplanan sebzelerle yaptığımız ve dünyanın en leziz yemeği gibi gelen salatalar, bebeklerimize dikilen elbiseler, doktorculuk oynarken dilimize sürdüğümüz yer elması yaprakları ile sergilediğimiz kanlı-canlı oyunlar. Mahallenin bedelsiz manavı vazifesini gören bizim bahçeden, yine benim önderliğimde gelenlere artık para ile verdiğimizi belirterek yine mütevazi kazançlar sağlarken, muhtemelen Ablamın en sonunda fark etmesi ve içerde düğünü yakın kızlara gelinlik diken Anneme haber vererek yine noktalatması... Bugün tüccar falan olamadımsa sebebi Sensin Ablacığım yaa desem haksızmıyım ki. Sevgilerimle.

Gönlübir Oda Takımı

Gönlübir demek istedim bu modele. Gönülden gönüle uzanan bir tel gibi gelir birleşim noktaları. Bugün çok yorgun ve uykusuzum, arkadaşlar. Bir kere hala Ramazan Ayı'ndan beri hergün sahur saatinde uyanıyorum. Saat 04. suları ben ayakta. Yorgunluk, uykusuzluk, geç yatmak hiiç etkilemiyor. Sanki beynimde bir çalar saat var beni aynı saatta uyandıran. Hayatım boyunca böyle bu iş. Bazı zamanlarda da birgün bir vesileyle uyuduktan faraza üç saat sonra uyandıysam, ertesi gün üç saat geç yatsam, yine üç saat uyuyup- uyanıyorum. Eh uyanınca da hemen uyuyamam. Çoğu kez uyumak istemem ya da. Aaa madem uyandım gündüz bakamadığım falan dergiyle gazeteye göz atayım. Bu akşam haberleri dinleyemedim haber kanallarına bakayım- Annemin tabiri ile sanki Türkiye'yi ben idare ediyorum kaçırdığım bir nokta kalmasın.- Yeni aldığım kitabı okuyayım. Dua edeyim bu saatte iyi olur. Geçmişlere, Anneme, Ali'ye, F.Ablanın oğluna v.s v.s. Aaaa iş vakti geliyor. Ne çabuk geçmiş zaman, akşamda zaten Ali'yle Kadıköy'den 21'i geçiyordu döndüğümüzde ve geç uyuduk. Bugün de Kızımı etütten alacağım aynı saatlerde. Ama ben çok yorgun ve uykusuzum. Hergün hergün de aynısı olunca.Sızlanıp da beni kızdırma diyorum, başına silah mı dayıyorlar madem öyle kalkma! Bugün kendimle kavga ediyorum sanki. İnsanın kendine ettiği iyilik veya kötülüğü kimse edemiyor gerçekten. Neyse dostlarım dantele gelecek olursam, bu benim çeyizimden ama yeni kullanmaya başladım. Haticeciğim msn adresi alayım da artık hem Seninle, hem de netten arzu eden can dostlarımla görüşürüz inşallah. Sevgilerim hepinize, kendim hariç, bugün ona kızgınım zor bakıyorum dosyalara!...