30 Ocak, 2006

DENEME BİR İKİ ÜÇ VE YENİ KAMERAYLA KURDELE NAKIŞLARIMIZ







Kurdele nakışı modellerimiz. Şennur Hanım'a duyrulur.Başka modellerde var görüntülenecek. Bu bugün işyerinden arkadaşlara getirdiklerim. Bohça ve havlu işleri. Bunlar da benim talebemin işleri. Benim yaptıklarım da çok güzeldi, bayramda hediye edildi ama yine de var görüntülenecek. Bunlar yeni kamerayla. Hem kamera denensin hem de kurdele nakışlarımızı paylaşayım dedim. Tunus işine yine devam ederiz kısmetse. Sevgilerimle, kamera testi için sizlere, nakışları test için de benim hocam Şennur'a duyrulur. (iyi bir hoca olmuşmuyum) Hoşçakalın..

29 Ocak, 2006

TUNUS İŞİ YA DA DİĞER ADIYLA AFGAN İŞİ






Tunus işi bizim ailede son yıllarda çok tercih edilen bir örgü şekli. Sebebi ise ailenin örgücübaşısı diyebileceğimiz kızkardeşim Fatma'nın rahatsızlığı sebebiyle normal örgüde sıkıntı yaşaması diyebilirim. Bugün itibariyle işe başladım ve yeni kamerama kavuştum. www.heritageshoppe.com/heritage/essaya/tunision.html adresinde bu konuda etraflı bir bilgilendirme yapılmakta. Daha önce bloguma eklediğim Ayşe'nin tunus işi hırkasına gelen sorulardan dolayı öncelikle bu site adresini vererek başlamayı, ardından da yeni kameramla elimdeki bol miktarda modelleri görüntüleyip, eklemeyi uygun buldum.
Sevgiyle ve hoşçakalın.

25 Ocak, 2006



Çocuklar dışarı çıktı babaları ile. Ben rahatsız olduğum için evde kalmayı tercih ettim. Bütün gün dışarı ile tek bağlantım pencereden kar yağışını izlemek son günlerde. O kadar kar manzarası koyan bloğa sen değil miydin deyişinizi duyar gibi oluyorum. Evet bendim ama bu kalp romatizması böyle havalarda pek samimi olduğu için zatımla, fazla kıpırdatamıyor. Hani şair diyor ya arkadaşlar; beni bu havalar mahvetti diye. Beni de geçenlerde yazdığım gibi bu havalar mahvetti. Her ne kadar şair güzel havaları kastetse de, günlük güneşlik bir havada aşık olsa, evlense, evkaf memurluğundaki işinden ayrılsa da. Ben de tersinden bir benzemeyle böyle bir havada hasta olup neredeyse bir dönem okula gidemeyip hasta yattım, bir ton ilaç içip, böyle bir hava sayesinde 18 yaşıma kadar depo pensilin iğnesi ile arkadaş oldum. Son kalp doktorum kapakçık ilerlemesin 50 ye kadar devam dedi. Evet bu havalar....

Aman canım yeter anlattım ruhunuzu sıkmıyayım. Bugün yine kız kardeşimle bilgisayar sıramızda ( gülmeyin lütfen evet bilgisayar sıramız yada iç avlu molamız var. Zira çocukların ders çalışma saatlerinde açmıyoruz. Özellikle Ali Beyin aklı kalmasın diye.Sonra Ali'nin saatı- mete zoruyla başlayıp ağlamayla devam edip ablası tarafından uzatılan- Ablasının saatı ve Annesi'nin saatı. Kardeşim sağolsun gün aşırı ablasını ziyarete geldiğinden, benim sıramda birlikte bakıyoruz. Hemen her elişinde iyi olan kızımız bugünlerde farklı nakışlara yoğunlaştı. Benim de hoşuma gidiyor gerçi ama azıcık ta yemek ve haber bloglarına ilgi duysan a mübarek kız yok. O benim ilgi alanım. Farklı tatları denemek, tabii hemen kilo almak ve biraz da branşım gereği ülke ve dünya siyasetine, olaylarına ilişkin haberleri, yazıları takip etmek.
Bugün yine çılgın işlerden modeller paylaşmak istiyorum sizlerle. Son olarak Ali den de bahsedecek olursak güvercinlere bulgur ikramı ve kardan adam yapma çalışmaları tam hız devam ediyor. Dün akşam Allahım yüffen yüffen kar yağdır diyerek kar duasına çıkmıştı oğluşumuz, yumuşacık olsun sertlerinden değil yüffen diyerek devam etmişti. Yarın kar yağmazsa ne anlatsam diye zihnimden planlar geçmişti. Sabah pencereden baktım hemen ,sevindim O'nun adına. Kızım biraz önce okulların bir hafta daha tatil olduğunu öğrenince üzüldü. Sıkıldı tabii tatlı cadı. Normalde kar yağınca tatil yağıyor diye zıplarmısın al sana tatil işte. Sevgilerimle hoşçakalın arkadaşlar.

24 Ocak, 2006

BREZİLYA NAKIŞI ARARKEN KARŞILAŞTIĞIMIZ ÇILGIN İŞLER BAŞLIĞINDAN BİR MODEL

Önceki yazımda bahsetmiştim arkadaşlar brezilya nakışı aramaları yaptığımızı. Bu esnada çılgın elişleri isminde bir başlıkla karşılaştık ve sizlerle paylaşmak istedim.

Istanbul malum kar ile boran.Aldı yüreğimizi dert ile verem demeyeceğim şükür ama pek sıkıldık evde çocuklarla. Kızımla desem daha doğru, zira bizim hiper şekerimiz Şennur Teyzesinin tabiri ile, kara dayanamadı. Bugün bir ahbap abisi ile çıktı arenaya. Sıkıca giyinip, yanına bir poşete kardan adam için zeytin, havuç alarak.Yazdan temin edip sakladığı mavi kar evdivenlerimi (hala eldiven demiyoruz) takmalıyım diyerek heyecanla indi, tipiye ve sertleşen karlara rağmen küçük bir kardan adam yapıp döndü. Bir ara güvercinler için bulgur serpti belli yerlere. Sonra camdan bekledi güvercinlerin iyi yürekli abimiz bize yiyecek serpti nidasıyla biribirlerini haberdar edip toplanmalarını ama, malesef henüz gelemediler. Sabah gelirler diyerek camdan içeri aldık kendilerini. Bu arada bir güvercin gözüktü ufukta, hemen başımızı camdan çıkardık kuş kaçıp gitti. Kaçma kaçma benim ben sizlere yiyecek bırakan iyi kalpli abiniz dedik ama henüz güvercinler arasında yeterince tanınmadığından(!) sözlerimiz etkili olmadı.
Sabah kahvaltısında kardeşim ve gelinimiz vardı. Sonrasında yardımcı ablayla z.yağlı sarma yaptık ve bir kısmını stokladık yine. Artık şehre yiyecek gelmese benim stoklar yokluğunu hissettirmeyecek! Şakası bir yana ani misafirlere ikram için düşündük yoksa Esma Hanım sarma konusunda hamarat ..
9 ay boyunca kız bebeği olacağı söylenen arkadaşım Selda telefon açtı sabah oğlu olmuş, işte supriz buna denir dedim. Herşey gönlünüzce olsun arkadaşlar, hoşçakalın.

21 Ocak, 2006

RASTGELE 20 ŞEYE DEVAM..


6-Nasılsa uyandım ve bilgisayarı açtım ortalık sakin devam edeyim bari.
7- Önceki gün epeyce bir içli köfte stoku yaptım. Romatizmalı eklemlerim çok etkilendi. Yardımcı hanımla yapacağız diye çok harç hazırladık ve tabii o yapamayınca koca tepsi harçla başbaşa kaldım. Finali takiben hafif ateşlenip, akabinde koltukta uyuklayınca bir tepsi harç ya da köfte yaparken kısa metrajlı rüyalar görüp şıçradım bir süre. Bu da benim yorgunluk tarzım sanırım. Çok yorulduğum zaman, ateşlenip o işi yaparken görülen anlık rüyalar ve sıçramalar. Çocukluğumdan beri...
8- Dün Kızımla, Alinin aldırıp ta yemediği kırmızı eriklerle kek yaptık. Bu mevsimde kırmızı erik. Ali eriği çok sever. Bu sevgisisini 2 yıl öncesine kadar ben manavdan sebze meyve alırken sakin sakin ve de rahat rahat erikleri yerken ve çekirdekleri nereye atayım amca diye seslenip te ben farkederek duruma el koyup önlerken belli ederdi.
9- Bu erikler de renk harika ama tad yokmuş. Çikloatalı cevizli kek yaptık. Üzerine dilimleyip limon suyu ve şeker eklediğimiz erikleri kalan kısımlarına susam serperek bir hayli çeşitli bir kek yaptık.
10- Arkadaşlardan birinin blogunda ilik bağışında çok gerilerde olduğumuzu okudum. İlik bağışı yapsam dedim. Kalp rahatsızlığı olanlardan alınmıyormuş benim kapakçık problemim var. Buna engel teşkil eder mi bilgisi olan varsa ve aktarırsa memnun olurum.
11- Dün kızkardeşimle Brezilya nakışı konusunda araştırma yaptık. Güzel modeller bulduk.
12- Bloguma eklemeyi düşündüğüm epey iş var. Ama tatil öncesine yetişmedi yeni kamera. Şimdi de izindeyim. İşe başlayınca teslim alacağım.
13- Oylatta Ali balık yemek isteyince dışarı çıktık. Kar yağmaya başlamıştı. Yeşil Vadi restorantta bulabileceğimizi öğrendik. Gece kar eşliğinde, üşüyerek altından dere geçen yüksek ve uzun bir ahşap boğaz köprüsünden geçtikten sonra,içeride sıcak bir ortam ve kocaman bir soba ve de patlayan kestaneler görmek çok hoştu. Ali balığı biz kestaneleri beklerken gelen sıcacık ıhlamurlar da cabası.Tekrar sevgiyle ve hoşçakalın.

İLK 20 ŞEY



Bizim Candan beni sobelemiş ama ben görmemişim hatırlattı. İlk on şeydi ama ne olduğunu blogunda bulamadım ya da ben çoook yorgunum göremiyorum. Bu olay bana iki noktayı hatırlattı. Birincisi Türkçe de "şey" kelimesi olmasa idi ne yapardık biz. İkincisi ne olur ne olmaz şu sobenin aslını bulayım dedim ve iyi ki de buldum. Zira bizim şeker şirin kız on+on şey yazmış tam Canan'lık yani... Yoksa ikinci hatırladığım Safahat'taki rüya yorumu gibi olacaktı. Hani der ya bir şeye bindim ama al at mı desem....., bir yere doğru gidiyorum ama iniş mi desem çıkış mı desem vari bir sobe cevabı olacaktı. Ha gayret dedim Candan'ın sayfaları tekrar okuyup, tekrar tebessüm ederek buldum.Teşekkürler Candan.
Bu oyunda ikinci yazışım. Kısmetliyim yani...
1- Ali her an gelebilir, bugün bir fırsat verdi ama şu an gümüşlüğe tırmanıyor, bir taraftan yazarken, bir yandan da çabuk in oğlum nidası ile olayı bertaraf ettim.
2-Bugün her yanım tutulmuş vaziyette. Hayır çok iş yapmadım .Bu hediye 12 eylül öncesi . 6.sınıfta kaloriferler yanmayıp cam da kırık ve memlekette kışın ikamet ettiği bir yer olunca eklem ve ardından kalp romatizmasına yakalandığım ve uzuuun uzun tedavilere rağmen yine de hatırasını taşıdığımdan, zaman zaman hasret giderir benimle sağolmasın!
3-Ali şu an boynuma sarılmış vaziyette sarmaş dolaş yazıyoruz.Kızım eşyalarını toplamamış hadi bir de ona sesleneyim. Ali sarılmayı bıraktı şimdi sandalyemi itiyor.
4- Bugün kuşlara ekmek ıslayıp bıraktık. Her sabah sesleri ile uyanmak güzel, pencere ve balkona bıraktıkları hediyeleri temizlemek için aynı şey geçerli değil tabi!......
5- Blog vasıtası ile sizlerle görüşmek ve sobeler çok güzel ama bizimki dozu artırdı varmış Candan ın tarzında bir hikmet benimki 20/4 olsun. Hoşçakalın.

20 Ocak, 2006

NAKIŞ ÜZERİNE AÇIKLAMA

Yorumlar kısmına yazdığım veçhile çocukların şubat tatili sebebiyle senelik iznimden aldım, evdeyim. Evde olunca da Ali bilgisayarda olmasa bile ablası ve ben geçince hemen bir ton proje ile geliyor, hadi beraber şuraya bakalım, şunu izleyelim diyerek. Neyse uzatmayayım şu an bir fırsat bulup yazıyorum. Bunu farklı bir nakış tarzı ararken satılık ürünler olan yabancı bir siteden almıştım. Geniş bir vakitte adresini bulup yazarım. Combined tekniği olarak geçiyordu. Hepinize sevgilerimle, hoşçakalın.


18 Ocak, 2006

ALİ FIRSAT VERİRSE

Şu an Ali ile dipdibe oturmuş büyük bir mücadele ile sayfamı güncellemeye çalışıyorum. Ali saniye başı verirmisin bana,yer değiştirelim mi Anne cümlelerini tekrarlıyor. Sol kolumun hareketi iyice azaldı, geniş bir vakitte yazmak üzere hoşçakalın....

16 Ocak, 2006

MERHABA


11 günlük bir aradan sonra hepinize merhabalar arkadaşlar. Bayramınız güzel geçmiştir inşallah. Biz Bursa'dan başlayıp, Sivas'ta biten bir seyahatten bu gece döndük. Çok iyiydi herşey. Bursa'yı bir yarım gün gezdikten sonra İnegöl Oylat'a gittik. Biz ordayken kar yağdı. Manzara çok hoştu doğrusu. Arefe günü Maraştaydık. Bayramın 3. günü sabah çıktık. Sivas'ta bayram çok canlıydı her zaman ki gibi. Hepinizi özledim. Bayram da yurt dışında olan arkadaşlar bir bir geçti kalbimden. Her gününüz bayram muştusu ile dolsun, mutluluklar hepinizin olsun. Muhabbetle.

05 Ocak, 2006

SOBELEMEYİ UNUTMUŞUM VE YARIN YAZAMAZSAM ...


Arkadaşlar sobelemeyi hep unutuyorum ben. Bu kez Sevgili Nagehan'ın hatırlatması üzerine farkettim. Oysa acaba kimi sobelesem diye düşünmüştüm de yazmazdan evvel. Sanırım yoğunluktan, iki arada bir vakit bulup yazmaktan oluyor. Bu iyimserce olanı. Ya da, ya da artık yaşlanıyorum!..
Buna gerçekçi olan mı desek, kötümserlik mi bilmem. Neyse efendim bir araba sözden sonra, yeni arkadaşlardan Sevgili Semra'yı ve Sevgili Tuhfe'yi sobeliyoruuuum.... Bekliyoruz efendim.... Sevgiler ikinize de.
Yarın biz yola çıkıyoruz kısmetse. Yazacak zamanım olmassa diye şimdiden bayramlarınızı kutlamak ve vedalaşmak istiyorum. Hepinizin çok güzel bir bayram geçirmenizi çok mutlu olmanızı diliyorum. Sevgili Tuhfe'nin ve Serramızın şahsında yurt dışındaki tüm arkadaşlarımızın bayram muştusunu en iyi şekilde yaşamasını ve bundan sonraki ilk bayramda memleketimizde geçirmelerini dualarıma ekliyor, mutlu günler diliyorum, hoşçakalın.

03 Ocak, 2006

FAYDALI BİLGİLER

Faydalı Bilgilerde Sevgili Serpil beni sobelemiş. Yazılanlardan pek farklı değil bildiklerim ama farklı olanları bulmaya çalışacağım. Sevgili Serpil'e teşekkürler.
1- Yayla çorbası pişirildikten sonra üzerine bir kaç fiske su serpilerek kapağı kapatılırsa üzerinde kaymakımsı bir tabaka oluşması önlenmiş olur.
2- Balık v.b. gibi mutfakta koku bırakan bir yemekten sonra şeker-tarçın karışımı bir tavada karamelize edilirse yerini güzel bir kokuya terketmiş olur. Nane-limon kaynatmakta aynı neticeyi verir.
3- Karnıbahar haşlama suyuna limon ve tuz ilave edilirse hem kokuyu alıyor hem de daha lezzetli oluyor. Süt ilave edildiğinde de kokuyu önlüyor.
4- Sulu köfte yapıldığında ya da içli köfte haşlarken suya ilave ettiğiniz limon dağılmasını engelliyor.
5- Son olarak mutfağımızda çörek otunu mümkün mertebe fazla kullanmaya önem verelim diyorum. Zira; mikrop,virüs ve mantarlara karşı öldürücü etkisi mevcut.İfraz boşaltma ve solunum borusunu genişletme özelliği var. Kan şekerini düşürüyor.Damar hastalıklarını önlüyor.Hazmı kolaylaştırıyor. Vücuttaki zehirleri süzerek atıyor. İdrar söktürücü özelliği ile safraya iyi geliyor.Yaraların çabuk iyileşmesi ve hücreleri yenilenmesini hızlandırıyor.Savunma sisteminin güçlendirilmesi, alerjinin önlenmesi, hormon ve ruh halinin sağlamlaştırılması, çocuklarda özellikle sinir ve deri hastalıklarına, astım alerjiye iyi geliyor.Yağı egzamaya iyi gelmekte. Damarları güçlendirdiği ve kan dolaşımını hızlandırdığından hemoroide iyi gelmekte.Hamile şikayetlerinin azalmasında,anne sütünün kaitesini artırmada, romatizma ve kolestrolün düşürülmesinde de faydalı. Ayrıca diş ağrısı v.b. ağrıların giderilmesinde de faydalı olduğu belirtilmekte. Peygamber Efendimiz (a.s.) " Çörek otuna kıymet verin.Zira o ölümden başka her derde şifadır." beyan etmekte. Sevgilerimle, hoşçakalın.

Yukarıda görülen resmi nette dolaşırken gördüm.Bana iki gönül bir olunca samanlık seyran olur atasözümüzün resmi gibi geldi. Ve düşündüm, giderek yükselen geçim şartlarında samanlıklar seyran olabiliyor mu acep hala diye... Kentte değilse de köyde, samanlık olmasa da mütavazi bir evde neden olmasın hala, demek istiyor gönlüm. Bizler de karınca kararınca destek olmalıyız diyorum. Önümüz kurban bayramı malum. Sosyal yönü kuvvetli olan bir bayram.. Hem ziyaretlerle gönüllerde sevgi çiçekleri açmalı, hem etin çok nadir misafir olduğu evlerde bayram etmeli çocuklar. Ülkemiz et tüketiminin avrupa ülkelerinin çok altında olduğu bir memleket. Bu da aldığı ücretle geçinmeyi mucizevi bir şekilde başaran insanlarımızın çokluğundan... Gelin bu bayram bir yoksul çocuğa bayramlık ve evine bir paket et ulaştıralım, güzelliklerin çoğalması adına.
Bu arada Portakalağacından Sevgili Hatice, Dilekçe'den Sevgili Dilek, Yoğurtlandan Fethiye , İpekkuşcu ve yanılmıyorsam Binnur bir organizasyon başlattı. Bloglar elele isimli. İlk olarak yatarak tedavi olan lösemili çocukların bölümündeki tv den tutun tost makinasına kadar tesbit edilen eksiklerin giderilmesi için bir atılım başlatıldı, arkadaşlarımızı kutluyor, hepimizi bu çalışmayı duyurmaya ve duyarlı olmaya davet ediyorum.Sevgiyle ve hoşçakalın.

02 Ocak, 2006

ABANT GEZİSİNDEN

Bu kadar kar manzarası yeter dediğinizi duyar gibi oluyorum. Ama bu tarz yerlere kar çok yakışıyor bana göre. Apayrı bir güzellik.Abant yazın da güzel ama kış ta çok yakışmış. Birgün blog arkadaşları olarak incecikten yağan bir kar eşliğinde Abant'ta buluşma dileği de benim için bu yılın ilk dileklerinden olsun.Sevgiyle ve hoşçakalın.

Bu manzaralar Abant'tan.Geçtiğimiz hafta sonu görev yaptığım yerin yöneticilere yönelik bir iş toplantısı gerçekleşti Abant'ta. Ozellikle de oğluşumun iştahsızlığı sebebiyle katılmak istemedim. Müdür arkadaşlarımızdan Süleyman Bey görüntülemiş.Ben de bazı kareleri sizlerle paylaşmak istedim.Altta karlı Abant yollarından bir köpekcik var ama tam açılmadı bir türlü.Aslında aktarmak istediğim birkaç güzel manzara daha var ama bugün yüklemek biraz sıkıntılı nedense.Önümüzdeki cuma gününden itibaren Bursa'dan başlayıp, en son Maraş ve Sivas'ta neticelemeyi planladığımız bir bayram tatiline çıkıyoruz.İnşallah yarın-birgün gelmesini beklediğim yeni makinam ile sizlerle güzellikleri paylaşmak kısmet olur.Hepinize sevgilerimle, hoşçakalın arkadaşlar!