


Oysa haberleştiğim tüm dostları özledim ve bugün bunları paylaşsam dediğim ne çok kelime dağılıp, harf olup çekip gitti. Yarın sabah mı yazsam dedim ama, biliyorum bayram telaşı yazamam. Tanıyanlarca malum olan bizim başkaban yarın bayram namazına oradan da kurban kesmeye gidecek babası ile. Artık büyümüş.
Çocukluğumuzda bize söylendiği gibi Allah'a kurban olan bu hayvanlara kolaylık verileceğini, sırat köprüsünde buluşmak üzere canının uçacağını öğrendi o da..
Çocukluğumuz dedim değil mi biraz önce... Hatırladığım ilk kurban bayramı... Her yer kar, yol açılmamış yerlerde kar küçücük dizlerimin çok fevkinde.. İsmi de bayramla eşleşen kardeşim arefe günü doğmuş, yatıyorlar Annemle içerde. Ben iki de bir bahçe kapısından boynumu uzatıp, babam geliyor mu diye bakıyorum. Babam kurban kesmeye gitmişti, her yerde hakim olan tek renk bayram sabahı alacalanmıştı. Karbeyaz olsun isterim ol sebepten ben bu bayramı. Zira o küçük kız komşu evlerin kestiği kurbanlardan dolayı beyaz kar üstünde kırmızı kanları, kurban payı dağıtan daha büyücek komşu çocuklarını, bir türlü gelmediğini düşündüğü babasını beklediğini ve içerde yanan kok kömürünün etkisi ile yarı boruya kadar kıpkırmızı olmuş sobayı hatırlar. Annesinin kardeşi doğmadan diktiği cicili elbisesi ile girip çıkar karlara, kurbanlara bakar.
Yine ol sebebten Hz. İsmail'i, babası İbrahim'i çok sever ve hep hikayelerini düşünürdü babasını beklerken. Henüz tv karşısına mıhlanma devrine geçilmediğinden her akşam çocuklara anlatılıp, can kulağı ile dinlenen hikayelere Kurban Bayramı yaklaşırken de onları dinlemiştir.
İnsanımızın, bütün müslümanların bayramı bayram gibi yaşamasını, çocukların, fakirlerin sevindirilip, huzurlu ve mutlu bir bayram dilerim.
Hoşçakalın efendim.