04 Eylül, 2007

Hafta Sonundan/Mudurnu Konakları

Cuma akşamı eve gittiğimde çocuklar neredeyse kazan kaldıracak gibiydiler. Bu hafta sonuna bir değişikliğin şart olduğu idraki ile alternatifler üzerine düşünmeye başladım. Son zamanlarda dostlarımızın tavsiyelerini de dikkate alarak gidilebilecek yerler hakkında bir ön çalışma yapmış oldum. Eşim gelince bizim konsey toplandı ve Mudurnu-Göynük bölgesinde tarihi bir konakta kalmaya, Abant ve Sünnet Gölü'nü ve de zaman olursa Taraklı Beldesi'ne de ziyaret etmeğe karar verdik.

Arkadaşlarımız Yarişkaşi Konağını tavsiye ettilerse de biz, nette yaptığımız araştırmalarda, Keyvanlar Konağı'nı daha çok beğendik. Üstte yer alan görüntü Keyvanlar Kanağı'na ait. 150 yıl civarında Konağın yaşı. Ahi Baba isminde bir zat tarafından yaptırılmış. Ahi Loncasının başı, sayılan bir kişi imiş. Tek çocuğu Hatice Hanım'a Hakkı Beyi iç güveysi olarak almış ve Fahri ve Müyesser isminde iki torunu olmuş. Fahri Bey ticareti iyice ilerletmiş. Nallıhan'da çok sayıda dükkanı ve o vakitler meşru olan afyon ticaretinde işleri bir hayli ilerlemiş. Av köpeği, dövüş horozu gibi merakları mevcutmuş ve en iyi hayvana sahip olmaya özen gösterirdiği belirtiliyor. Konak üç katlı ve dokuz odalı. Dışarda ek bina olan fırın ve mutfağa konaktan bir geçit mevcut. Fahri Beyin kızı Maraşlı bir sorgu hakimi ile evlenip Ankara'ya yerleşmiş. Oğlu Mehmet Keyvanoğlu halasının kızı ile 12 yıl mutsuz bir evlilik yaptıktan sonra ayrılmış. Babasının vefatından sonra, Anne-Oğul konakta yalnız yaşamışlar ve Mehmet Keyvanoğlu 48 yaşında bir kalp krizi sonucu vefat etmiş. Ankara'da yaşayan kızkardeşinin iki çocuğunun da evlatları olmayınca, son muris tarafından konak Mudurnu şehir geliştirme vakfı diyebileceğimiz bir vakfa bağışlanmış ve bu vakıf tarafından işletilmekte.

Son derece temiz, önünde bahçesinde çayınızı yudumlayıp, kahvaltınızı, yemeğinizi yiyebileceğiniz ferah bir mekan. Odaların üzerinde eskiden kime, kimlere ait olduğu yazılmış bu da benim gibi 'acaba kimler neler yaşadı' diye derin düşüncelere dalan insanları çok etkiliyor. 'Zaten benim içime şöyle gelmişti' yi pek fazla dile getirmem ama, kaldığımız Mehmet Keyvanoğlu'nun odasının tavanlarına bakarken bu tavanlar çok hüzne şahit olmuş gibi geliyor bana, dedim eşime. Sabah 12 yıllık mutsuz bir evlilik yaşadığını okuyunca, içime mi doğdu acaba dedim, bilemiyorum tabii...

Bildiğim birşey varsa; koca konaktan geriye bir kimse kalmamış. Ve Koca Yunus'un tabiri ile:

'Mal da yalan, mülk de yalan

Var biraz da sen oyalan' dan ibaret dünya....




Posted by Picasa

7 yorum:

one ben bir sey dedi ki...

Sevgili Semanur,
Harika bir paylaşım bakalım ben ne zaman trabzon gezimin enstentanelerini yayınlayacağım,
sevgilerimle

Adsız dedi ki...

sevgili hemşehrim. sana kucak dolusu sivas kokulu selam gönderiyorum. perşembe akşamı trtde üçü bir arada programını izle. sevgiler. mutfaksolisti

Cafe Gusto dedi ki...

Sevgili Akçahan bu paylaşımın çok güzel olmuş.fotoğraflardan anlaşılıyor gerçekten tertemiz harika bir yer.
Sevgiler.......

Admin dedi ki...

Canim merhaba
Cocuklar ve senin icin guzel bir haftasonu tatili olmus, sizin adiniza sevindim, devamini dilerim. Sevgiler...

akçahan dedi ki...

Bekliyoruz Candan. Sevgiler..

İzleyeceğim inşallah Fatma Hanım. Sevgiyle kalın.

Ziyaret ve yorum için teşekkürler Cafe gusto!

Sağol, Hatice Abla. Ben de Medine'ye sevindim.

NAZLICA dedi ki...

Konak harikaymış Semanur. Safranbolu'da ben de böyle bir konakta kaldım, çok etkilendim. Kimler geldi kimler geçti...Hafta sonu kaçamakları çok iyi oluyor, devamı gelir inşallah. Çok öptüm sevgiyle.

akçahan dedi ki...

Zaman bir ara ihtiyacı hisseiyor insan kısa da olsa. Sevgilerle Nazlı.